Başlık dikkatinizi çekip buraya kadar geldiğinize göre siz ucundan kıyısından LEGO ile ilgilisiniz demektir. Konuyu başlatma amacım; madem ilgilisiniz bu ilginin neden, nasıl, ne zamandan beri ve belki de daha önemlisi ne kadar süre ve ne seviyeye kadar devam edeceğini öğrenmek. Son ikisinin cevabını vermek güç olabilir, belki hiç düşünmediniz, belki hiç sorulmadı şimdiye kadar. Ama bu iyi bir fırsat. İşiniz, yaşınız, eğitim durumunuz, medeni haliniz, ne kadar para kazandığınız değil öğrenmek istediğim. Basitçe, sizi bu "oyuncağa" çeken şey nedir? Ya da sadece "oyuncak" mıdır? İşin felsefi kısmındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Yaşça genç arkadaşlar da fikir belirtebilir ama sorulan şeyin doğası gereği AFOL tabir edilen arkadaşların düşüncelerini paylaşmalarını özellikle isterim. Zaten başka mecralardan az çok tanıyoruz birbirimizi. Forumda çeşitli başlıklar var. Setler, tasarımlar, genel bilgiler vs. ama bu tip işin arka planında ne düşündüğümüzü/beklediğimizi birbirimize pek tarif edemiyoruz sanırım. Her türlü goy goy, tatlı atışmalar, hararetli ama seviyeli tartışmalar, dilekler, istekler, hayaller (cevap yazan olursa) tabi renk katacaktır. Bu kadar yazdıktan sonra haliyle sen bu kadar yazmışsın hele önden buyur demeniz de gayet normal o yüzden kısadan anlatıyorum kendi hikayemi.
Yaklaşık 30 yıldan beri haberdarım LEGO dan. Sayılar yaklaşık olmakla beraber bunun ilk 10 yılı tfol dönemi sonraki 10 yılı dark age son 10 yılı da afol dönemi. İlk 10 yıl hunharca oynadım. Az set/parçayla çok moc yaptım. Sabah yaptığımı bozup akşama başkasıyla değiştirecek kadar çok. Hem yapmaktan hemde yaptığımla oynamaktan zevk aldığım dönemdi. Sonrası dark age malum. Ara ara ne olup bitiyor diye baktığım oluyordu. İnternet yok gibiydi, sadece oyuncakçıda denk gelirse bakmadan geçmiyordum. Zaten şirketin batmak üzere olduğu döneme denk geliyor. Son 10 yıllık dönem 2009 civarı başladı sanırım, internet sayesinde. Şirket batmamış aksine çocukken hatırladığımdan epey ilerlemişti. Eski setler yeniden ortaya çıktı. Bir iki acemilikten sonra hala birşeyler yapabildiğimi/yapabileceğimi düşündüm. Artık internet sayesinde set bilgilerini, fiyatlarını, başkalarının neler yapabildiğini gördüm. Yeni setler alındı, Bricklink keşfedildi, memleketteki diğer "benim gibiler" den haberdar olundu, sonrası malum. Yine moclar vs. fakat bu sefer sadece yapmaktan zevk alıyorum. Belgeleyip yenisini yapmak için bozuyorum. Burdan sonra nereye kadar ve ne kadar ileriye sorusunu bende kendime soruyorum. İlk defa yer sıkıntısı çekiyorum mesela. Koleksiyonum büyüyor (büyüklük kişiye göre göreceli). Ellerim 55 yaşından sonra problem yaratır diye düşünüyorum. Gözlük ihtiyacı olabilir.
Sizin görüşleriniz nedir? Tekrar ediyorum bu bir "hangisi en doğru, en yaraşır" başlığı değil. Özgürce paylaşın lütfen fikirlerinizi.
Sizi buraya getiren ne?
-
nikolyakov
Kurucu Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Ek olarak, mocçuyu mocçu yapan şey nedir, moc yapmaya iten nedir, koleksiyoner adam ne düşünür/ne bekler/ne ister Instagram mocçusu/Flickr moccusu nedir, moc yapamıyorsak dünya başımıza yıkılır mı, collectible series 12 den 2 figür eksiğim var cehenneme gider miyim gibi soruların da yanıt bulabilmesini umuyorum başlığa katılım arttıkça.
-
Legolord
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Oooo, işte bu tam arayıpta bulamadığım başlık
Benim Lego serüvenim 1978 yılına kadar gidiyor. Oynadığımı net olarak hatırladığım ilk setim 374 itfaiye istasyonuydu. Bazı parçaları eksik olmasına rağmen hala yapılıdır. Aslında ilk başlarda Town'dan çok Space'çiydim. Trenlere ise hiç girmedim. Technic ise çok kısıtlıydı. İlerleyen yıllarda her temadan en az bir set edinmek gibi bir alışkınlık edindim. Sırf her temadan değil, her parçadan da edinmek istiyordum. Bu sayede bir çok istemediğim setleri de almış oldum. Pek karanlık dönem yaşamadım ama Star Wars setleri çıkana kadar 90'larda bayağı bir azalmıştı Lego ile etkileşimim. 2006 ve sonrasında Exo-Force ile yeniden işler açıldı...
Kendimce güzel bir kolleksiyonum vardı. Çevremde de böyle bir kolleksiyona sahip olan bir tek ben olunca arkadaşlarımda bana "Legolord" ismini taktılar. Benim de hoşuma gitmişti, yapıştı kaldı. Ne olduysa 2008 veya 2009 yılında oldu... İnternette Turklug isimli bir foruma denk geldim. Bu sayede sadece Türkiye'de ilerleyen yaşıma rağmen tek başıma olmadığımı görmekle kalmadım, aynı zamanda benim kolleksiyonumun katbekat fazlasına sahip olan ve çok daha ciddi Lego'cular olduğunu da keşfettim.
Lego konuşabileceğim insanlar ile dolu bir gruba rastlamak çok sevindirmişti beni. O güne kadar daha çok set yapıp oynayan ve sergileyen ben, forumdaki arkadaşlar ve yarışmalar sayesinde MOC yapan, diğer setleri modlayan bir Lego'cuya dönüştüm. Artık pek set almıyorum. Bu kararım hem ekonomik, hem saklama alanımın kalmaması, hemde artık setlerin benim ilgi alanımın dışında tasarımlara kaymasındandır. Nadiren beğendiğim bir set veya figür olursa ya kendi parçalarımdan yapmaya çalışıyorum, yada takas yoluyla edinmeye çalışıyorum.
Genelde MOC'larımın çoğunu klasik dönemi andıran, minifigür ölçeğinde yapıyorum. Bunlar daha çok küçük ve orta boyutta MOC'lar oluyor. Arada City çalışsam da, aklımda her zaman uzay setleri, speeder tasarımları falan var.
Yaptığım MOC'ları bu bağlantıdan görebilirsiniz:
https://brickshelf.com/cgi-bin/gallery.cgi?f=575929
Bunlarda modifiye ettiğim veya farklı modda yaptığım setler:
https://brickshelf.com/cgi-bin/gallery.cgi?f=575930
Uzun bir süredir iş yoğunluğu sebebiyle eve gelir gelmez kendimi Netflix'in karşısına atıyorum. Tembellik işime geliyor. Ama bir buluşma olursa (Özellikle bir Pazar günü) seve seve katılırım.

Benim Lego serüvenim 1978 yılına kadar gidiyor. Oynadığımı net olarak hatırladığım ilk setim 374 itfaiye istasyonuydu. Bazı parçaları eksik olmasına rağmen hala yapılıdır. Aslında ilk başlarda Town'dan çok Space'çiydim. Trenlere ise hiç girmedim. Technic ise çok kısıtlıydı. İlerleyen yıllarda her temadan en az bir set edinmek gibi bir alışkınlık edindim. Sırf her temadan değil, her parçadan da edinmek istiyordum. Bu sayede bir çok istemediğim setleri de almış oldum. Pek karanlık dönem yaşamadım ama Star Wars setleri çıkana kadar 90'larda bayağı bir azalmıştı Lego ile etkileşimim. 2006 ve sonrasında Exo-Force ile yeniden işler açıldı...
Kendimce güzel bir kolleksiyonum vardı. Çevremde de böyle bir kolleksiyona sahip olan bir tek ben olunca arkadaşlarımda bana "Legolord" ismini taktılar. Benim de hoşuma gitmişti, yapıştı kaldı. Ne olduysa 2008 veya 2009 yılında oldu... İnternette Turklug isimli bir foruma denk geldim. Bu sayede sadece Türkiye'de ilerleyen yaşıma rağmen tek başıma olmadığımı görmekle kalmadım, aynı zamanda benim kolleksiyonumun katbekat fazlasına sahip olan ve çok daha ciddi Lego'cular olduğunu da keşfettim.
Lego konuşabileceğim insanlar ile dolu bir gruba rastlamak çok sevindirmişti beni. O güne kadar daha çok set yapıp oynayan ve sergileyen ben, forumdaki arkadaşlar ve yarışmalar sayesinde MOC yapan, diğer setleri modlayan bir Lego'cuya dönüştüm. Artık pek set almıyorum. Bu kararım hem ekonomik, hem saklama alanımın kalmaması, hemde artık setlerin benim ilgi alanımın dışında tasarımlara kaymasındandır. Nadiren beğendiğim bir set veya figür olursa ya kendi parçalarımdan yapmaya çalışıyorum, yada takas yoluyla edinmeye çalışıyorum.
Genelde MOC'larımın çoğunu klasik dönemi andıran, minifigür ölçeğinde yapıyorum. Bunlar daha çok küçük ve orta boyutta MOC'lar oluyor. Arada City çalışsam da, aklımda her zaman uzay setleri, speeder tasarımları falan var.
Yaptığım MOC'ları bu bağlantıdan görebilirsiniz:
https://brickshelf.com/cgi-bin/gallery.cgi?f=575929
Bunlarda modifiye ettiğim veya farklı modda yaptığım setler:
https://brickshelf.com/cgi-bin/gallery.cgi?f=575930
Uzun bir süredir iş yoğunluğu sebebiyle eve gelir gelmez kendimi Netflix'in karşısına atıyorum. Tembellik işime geliyor. Ama bir buluşma olursa (Özellikle bir Pazar günü) seve seve katılırım.
-
Dizman
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Lego'ya 80'lerin sonunda nasıl bir oyuncak bu diyerek kendi harçlıklarımla başladım. Genelde en küçük setlere param yeterdi, bayram veya extra harçlık gelince görece büyük setleri alabildim. Bir iki yıl sonra setleri resimlerine göre değil içinden çıkacak parçaya göre tercih ettim. O zamanlarda system (city) temasına yatkın olsamsa ilgimi çeken parçanın olduğu ufak her temadan seti aldım.
İlk teknik ile 8818 ile tanıştım. System'e göre daha büyük tekerlekler ilgi çekiciydi. Bir süre system technic karışık gittikten mekanik daha ilgi çekici oldu. Hele üstüne birde 8480 Space Shutlle ile motorlarla tanışınca.
Ama şehir dışında üniversite yüzüden ufaktan aramız açıldı Lego ile, Okulun son iki yılında ufaktan çalılıp bütçem daha iyi duruma gelsede, genç olmanın verdiği başka önceliklere gitti paralar. Dark age öncesi, 2000'de çıkan birşeye benzemeyen setlerin ve çalışmaya başlamanın etkisi ile 8448 dönemi kapattım. Lego'lar yıllarca bir kolinin içinde yattılar.
İş hayatı, askerlik, evlilik ve üstüne iki çocuk derken 2012'yi buldum. 12 yıl sonra ofiste bir gün internette gezinirken 8043 videosuna denk geldim. Sonra bir video, bir tane daha derken kendimi 9398 Crawler alırken buldum. O yıl ipi ucu kaçtı. Bricklink, turklug ve online mağazalar sayesinde arada kaçırdığım 8110 Unimog, 8275 Bulldozer, 8265 Front Lodaer gibi önemli setlerin yanı sıra bir çok seti de sıfır veya ikinci el temin ettim. Hatta tema ile ilgilenmediğim halde kızlarım için sıfır 4 büyük city seti ve bir toplu satıştan ikinci el iki tren seti ve epey city seti de aldım. Tren için çokca ray ve şehir için base road plate bile ama sağolsunlar hevesleri çabuk geçince bana kaldı hepsi.
Hiç bir zaman yapayım seti virtine koyayım düşüncem olmadı. Mekanizmayı yapmak her zaman daha ilgi çekici oldu benim için, hatta başladığım çoğu araçta mekanizmalar çalıştıktan sonra kabin veya panellere sıra gelince sıkılıp bıraktığım ve söktüğüm çok oldu.
Yerli topluluklarsa mümkün olduğunca aktif olmaya, etkinliklere katılmaya çalışsam da, yaptıklarım konusunda çok paylaşımcı olamıyorum. Genelde inşa sırasında ve bitince belgelemek pek aklıma gelmiyor. Foto çekeyim paylaşayım durumu olmuyor genelde. Zaten sosyal medya insanı hiç olamadım.
Bu yıl salgın sayesinde ikinci yarı setlerine ve diğer MOC işlerine bakamadım pek, aylardır lego köşesi ellenmeden duruyor.
Ne kadar daha böyle gider bilemiyorum.
İlk teknik ile 8818 ile tanıştım. System'e göre daha büyük tekerlekler ilgi çekiciydi. Bir süre system technic karışık gittikten mekanik daha ilgi çekici oldu. Hele üstüne birde 8480 Space Shutlle ile motorlarla tanışınca.
Ama şehir dışında üniversite yüzüden ufaktan aramız açıldı Lego ile, Okulun son iki yılında ufaktan çalılıp bütçem daha iyi duruma gelsede, genç olmanın verdiği başka önceliklere gitti paralar. Dark age öncesi, 2000'de çıkan birşeye benzemeyen setlerin ve çalışmaya başlamanın etkisi ile 8448 dönemi kapattım. Lego'lar yıllarca bir kolinin içinde yattılar.
İş hayatı, askerlik, evlilik ve üstüne iki çocuk derken 2012'yi buldum. 12 yıl sonra ofiste bir gün internette gezinirken 8043 videosuna denk geldim. Sonra bir video, bir tane daha derken kendimi 9398 Crawler alırken buldum. O yıl ipi ucu kaçtı. Bricklink, turklug ve online mağazalar sayesinde arada kaçırdığım 8110 Unimog, 8275 Bulldozer, 8265 Front Lodaer gibi önemli setlerin yanı sıra bir çok seti de sıfır veya ikinci el temin ettim. Hatta tema ile ilgilenmediğim halde kızlarım için sıfır 4 büyük city seti ve bir toplu satıştan ikinci el iki tren seti ve epey city seti de aldım. Tren için çokca ray ve şehir için base road plate bile ama sağolsunlar hevesleri çabuk geçince bana kaldı hepsi.
Hiç bir zaman yapayım seti virtine koyayım düşüncem olmadı. Mekanizmayı yapmak her zaman daha ilgi çekici oldu benim için, hatta başladığım çoğu araçta mekanizmalar çalıştıktan sonra kabin veya panellere sıra gelince sıkılıp bıraktığım ve söktüğüm çok oldu.
Yerli topluluklarsa mümkün olduğunca aktif olmaya, etkinliklere katılmaya çalışsam da, yaptıklarım konusunda çok paylaşımcı olamıyorum. Genelde inşa sırasında ve bitince belgelemek pek aklıma gelmiyor. Foto çekeyim paylaşayım durumu olmuyor genelde. Zaten sosyal medya insanı hiç olamadım.
Bu yıl salgın sayesinde ikinci yarı setlerine ve diğer MOC işlerine bakamadım pek, aylardır lego köşesi ellenmeden duruyor.
Ne kadar daha böyle gider bilemiyorum.
-
Legolord
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Technic benim de çok ilgimi çekmiştir, halada çekiyor. Ancak küçük setler pek tatmin edici olmuyor, büyük setlerde ekonomik olmaktan çıktı. Zaten artık onlarda lisanslı setler olmaya başladığından (Arabalar, iş makinaları, motorlar, kamyonlar) fiyatları ikiye katladı. Şimdi elimde kalan son eski tarz parçalarla tırt-pırt birşeyler yapmaya çalışıyorum.
-
Megamech
Yaptıklarım Moderatörü
Re: Sizi buraya getiren ne?
Çoğunuzdan yaşça genç olsam da aslında çok da farklı bir hikayeye sahip değilim. Ben biraz da olsa ilk setlerimden bahsetmek istiyorum.
İlk setimi bana 4 yaşındayken amcam almıştı. World City 7032. Arkadaki ajan figürünü hala saklarım, öndeki polisin ise yalnızca kolları olmayan torsosu kaldı. Parçaları da %80 falan tamdır diye düşünüyorum ama hiçbir cam parçası durmuyor ne hikmetse.

İkincisi ise 6 yaşındayken teyzemin hediyesiydi. Hala en sevdiğim temalardan biri olan Exo-Force 7701. Bir iki parçası haricinde %100 tam. Daha sonrasında lotlar sayesinde bu setten 2 tane daha edindim ve birisi kutusu, kılavuzu, çıkartması ile mükemmel kondüsyonda. Hala favori setlerimden biridir. Tam bir parts pack.

Üçüncü setimi ise 7 yaşındayken anneme ben aldırmıştım. Bugünün standartlarında bile iyi bir set olan Vikings 7018. Parçalarının bazıları ve figürleri zamanla kaybolmuş olsa da figürleri geçtiğimiz yıl takas yaparak tamamladım. Parçaları tam bir ikinci el de satın almıştım hatta ama sonrasında sattım.

Dördüncüsü ise 8. yaşında başka bir amcamın hediyesiydi. Özellikle yeşil-siyah fırlatıcı parçayla her yerde oynardım ve sonrasında tabi ki kaybettim.

Bu dört set 2009a kadar en büyük setlerimdi. (99luyum bu arada) Arada birkaç ufak Racers ve Creator aldırmış olsam da bu setlerle o kadar çok şey yapmıştım ki, en sevdiğim oyuncaklarımdı. 2009da ise biraz daha agresif şekilde lego aldırmaya başladım ebeveynlerime ama açıkçası hiç bilgisayar oyunudur, playstationdır o tip şeylerle aram yoktu o yüzden bu kadarını da kendime müstehak görüyorum. 2009da Fiery Legends başta olmak üzere Power Miners, Creator gibi temalardan setler aldırıyordum. Lego çuvalımın ağzı neredeyse hiçbir zaman kapalı değildi ama o kadar oynardım ki toz tutmazdı bile legolar.
2010-2013 arası Technic ve Mindstorms ile tanışmamla bir yandan da ailemin sınav başarılarını teşvik etmek/ödüllendirmek için lego almasıyla 8110, 8070, 9398, 8053, 42008, 42006 gibi küçükten büyüğe birçok Technic setim oldu. Kardeşim de aynı dönemde Chima, NinjaGo ve Galaxy Squad gibi temaları seviyordu ve o temalardan da baya bir legomuz vardı. Sonrasında kardeşimin bilgisayar oyunlarına düşmesiyle ortak alan legolarımız komple bana kaldı. Ara ara lego zevkini canlandırmak için setlerimi ona veriyorum ama pek oralı olmuyor ne yazık ki. Ben yurttayım oynayamıyorum bari o oynasın diyorum ama gel de ergene lego oynat işte...
Yine aynı dönemde Turklug'ı ve legonun internet sitesinde yapım kılavuzlarını verdiğini keşfettim. Birkaç hafta boyunca ilgimi çeken tüm temaların tüm setlerinin yapım kılavuzlarını incelemiştim 2012 yazında. Bilmediğim ne çok set, ne kadar çok parça, hayran kalınacak ne çok şey varmış meğer...
Turklug'a üye olup bu heyecanı paylaşan diğer kişilerle bir araya gelmeye karar vermiştim ama nedendir bilinmez Çağrı benim hesabımı silmişti. O sildikçe ben yeni hesap açıyordum, o yine siliyordu. En son bir gün hesap açmaya devam etmem durumunda hukuksal işlem başlatacağını söyleyen bir mail atıp hesabımı silmemişti, ben de salmıştım. Aradan birkaç ay geçtikten sonra hesabın hala durduğunu fark ettim ve ufak ufak mesajlar atmaya başladım. İlginçtir ki bu sefer hesabım silinmiyordu, sanırım unutulmuştu... Sizlerle de öyle tanıştım zaten. Katıldığım ilk buluşma Bakırköy'deki buluşmaydı 2014 sonbaharında. Sonraki gün matematik sınavım vardı ama zaten konu kümeler ve fonksiyonlar nolacak diyip gelmiştim, sonrasında da o sınavdan 60 gibi bir şey almıştım, hayatımda aldığım en düşük nottu ama o buluşma da en eğlendiğim günlerden birisiydi. Aynı dönemde legocu platformlarıyla falan da tanıştım ve kullanmaya başladım. En çok MOC yaptığım zamanlar da o zamanlardı.
Sonrasında zaten Turklugdan İstanlug'a geçişe falan girmiyorum ama kendi lego deneyimim 2010-2013 arasında olduğu gibi devam etti Korsanlar Topluluk Projesine kadar. Technic ağırlıklı olmak üzere hoşuma giden bazı setleri alıyordum ama gitgide daha az takip etmeye başlamıştım. Bu arada 2017ye kadar ufak bir dark age yaşadım ancak 2017'de yurtta kalmaya başlamam ve harçlığımın artmasıyla kaçırdığım bazı setleri almaya başladım.
Letgo, sahibinden gibi siteleri çok sıkı takip ediyordum. Eski ve ucuz ikinci elleri her yerden topluyordum. Üniversiteye kadar da takip etmeye ve almaya devam ettim. 2018de üniversiteye başlayınca artık burslar falan derken artık istediğim her seti alabilecek konuma gelmiştim neredeyse. O zamandan beri de isteyip alamadığım set çok nadir oldu ama yurtta kaldığım 5. sene artık ve eskisi kadar MOC yapabilecek fırsatım pek olmuyor. Ufak bir çantada dolaştırdığım yeni bir lego çuvalım var ama evdeki asıl envanter olmadan, sırf o çantadakiler ile çok yapasım da gelmiyor açıkçası. Korona bu açıdan iyi bir fırsattı ama eve kapanmak zorunda olmak motivasyonun çoğunu aldı götürdü, bu sene de yurt kapanırsa ama durum farklı olacak bunun sözünü veriyorum kendime de, size de.
Son iki yıldır yine WhatsApp grupları, websiteleri ve Instagram sayesinde önceden kıyısından köşesinden geçemediğim kadar içli dışlıyım. Setler, parçalar, yapım teknikleri, figürler... Bütününü sevdiğim bir hobiye dönüştü zamanla. Bundan sonra da pek değişeceğini sanmıyorum ama parçalarımdan uzak yaşamak da istemiyorum artık. Beni buraya getiren de bu hobiyi farklı bir düzeyde paylaşabileceğim, en az benim kadar ilgili sizlerin varlığı.
İlk setimi bana 4 yaşındayken amcam almıştı. World City 7032. Arkadaki ajan figürünü hala saklarım, öndeki polisin ise yalnızca kolları olmayan torsosu kaldı. Parçaları da %80 falan tamdır diye düşünüyorum ama hiçbir cam parçası durmuyor ne hikmetse.

İkincisi ise 6 yaşındayken teyzemin hediyesiydi. Hala en sevdiğim temalardan biri olan Exo-Force 7701. Bir iki parçası haricinde %100 tam. Daha sonrasında lotlar sayesinde bu setten 2 tane daha edindim ve birisi kutusu, kılavuzu, çıkartması ile mükemmel kondüsyonda. Hala favori setlerimden biridir. Tam bir parts pack.

Üçüncü setimi ise 7 yaşındayken anneme ben aldırmıştım. Bugünün standartlarında bile iyi bir set olan Vikings 7018. Parçalarının bazıları ve figürleri zamanla kaybolmuş olsa da figürleri geçtiğimiz yıl takas yaparak tamamladım. Parçaları tam bir ikinci el de satın almıştım hatta ama sonrasında sattım.

Dördüncüsü ise 8. yaşında başka bir amcamın hediyesiydi. Özellikle yeşil-siyah fırlatıcı parçayla her yerde oynardım ve sonrasında tabi ki kaybettim.

Bu dört set 2009a kadar en büyük setlerimdi. (99luyum bu arada) Arada birkaç ufak Racers ve Creator aldırmış olsam da bu setlerle o kadar çok şey yapmıştım ki, en sevdiğim oyuncaklarımdı. 2009da ise biraz daha agresif şekilde lego aldırmaya başladım ebeveynlerime ama açıkçası hiç bilgisayar oyunudur, playstationdır o tip şeylerle aram yoktu o yüzden bu kadarını da kendime müstehak görüyorum. 2009da Fiery Legends başta olmak üzere Power Miners, Creator gibi temalardan setler aldırıyordum. Lego çuvalımın ağzı neredeyse hiçbir zaman kapalı değildi ama o kadar oynardım ki toz tutmazdı bile legolar.
2010-2013 arası Technic ve Mindstorms ile tanışmamla bir yandan da ailemin sınav başarılarını teşvik etmek/ödüllendirmek için lego almasıyla 8110, 8070, 9398, 8053, 42008, 42006 gibi küçükten büyüğe birçok Technic setim oldu. Kardeşim de aynı dönemde Chima, NinjaGo ve Galaxy Squad gibi temaları seviyordu ve o temalardan da baya bir legomuz vardı. Sonrasında kardeşimin bilgisayar oyunlarına düşmesiyle ortak alan legolarımız komple bana kaldı. Ara ara lego zevkini canlandırmak için setlerimi ona veriyorum ama pek oralı olmuyor ne yazık ki. Ben yurttayım oynayamıyorum bari o oynasın diyorum ama gel de ergene lego oynat işte...
Yine aynı dönemde Turklug'ı ve legonun internet sitesinde yapım kılavuzlarını verdiğini keşfettim. Birkaç hafta boyunca ilgimi çeken tüm temaların tüm setlerinin yapım kılavuzlarını incelemiştim 2012 yazında. Bilmediğim ne çok set, ne kadar çok parça, hayran kalınacak ne çok şey varmış meğer...
Turklug'a üye olup bu heyecanı paylaşan diğer kişilerle bir araya gelmeye karar vermiştim ama nedendir bilinmez Çağrı benim hesabımı silmişti. O sildikçe ben yeni hesap açıyordum, o yine siliyordu. En son bir gün hesap açmaya devam etmem durumunda hukuksal işlem başlatacağını söyleyen bir mail atıp hesabımı silmemişti, ben de salmıştım. Aradan birkaç ay geçtikten sonra hesabın hala durduğunu fark ettim ve ufak ufak mesajlar atmaya başladım. İlginçtir ki bu sefer hesabım silinmiyordu, sanırım unutulmuştu... Sizlerle de öyle tanıştım zaten. Katıldığım ilk buluşma Bakırköy'deki buluşmaydı 2014 sonbaharında. Sonraki gün matematik sınavım vardı ama zaten konu kümeler ve fonksiyonlar nolacak diyip gelmiştim, sonrasında da o sınavdan 60 gibi bir şey almıştım, hayatımda aldığım en düşük nottu ama o buluşma da en eğlendiğim günlerden birisiydi. Aynı dönemde legocu platformlarıyla falan da tanıştım ve kullanmaya başladım. En çok MOC yaptığım zamanlar da o zamanlardı.
Sonrasında zaten Turklugdan İstanlug'a geçişe falan girmiyorum ama kendi lego deneyimim 2010-2013 arasında olduğu gibi devam etti Korsanlar Topluluk Projesine kadar. Technic ağırlıklı olmak üzere hoşuma giden bazı setleri alıyordum ama gitgide daha az takip etmeye başlamıştım. Bu arada 2017ye kadar ufak bir dark age yaşadım ancak 2017'de yurtta kalmaya başlamam ve harçlığımın artmasıyla kaçırdığım bazı setleri almaya başladım.
Letgo, sahibinden gibi siteleri çok sıkı takip ediyordum. Eski ve ucuz ikinci elleri her yerden topluyordum. Üniversiteye kadar da takip etmeye ve almaya devam ettim. 2018de üniversiteye başlayınca artık burslar falan derken artık istediğim her seti alabilecek konuma gelmiştim neredeyse. O zamandan beri de isteyip alamadığım set çok nadir oldu ama yurtta kaldığım 5. sene artık ve eskisi kadar MOC yapabilecek fırsatım pek olmuyor. Ufak bir çantada dolaştırdığım yeni bir lego çuvalım var ama evdeki asıl envanter olmadan, sırf o çantadakiler ile çok yapasım da gelmiyor açıkçası. Korona bu açıdan iyi bir fırsattı ama eve kapanmak zorunda olmak motivasyonun çoğunu aldı götürdü, bu sene de yurt kapanırsa ama durum farklı olacak bunun sözünü veriyorum kendime de, size de.
Son iki yıldır yine WhatsApp grupları, websiteleri ve Instagram sayesinde önceden kıyısından köşesinden geçemediğim kadar içli dışlıyım. Setler, parçalar, yapım teknikleri, figürler... Bütününü sevdiğim bir hobiye dönüştü zamanla. Bundan sonra da pek değişeceğini sanmıyorum ama parçalarımdan uzak yaşamak da istemiyorum artık. Beni buraya getiren de bu hobiyi farklı bir düzeyde paylaşabileceğim, en az benim kadar ilgili sizlerin varlığı.
-
Legolord
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Farklı farklı temalarla gayet renkli bir başlangıç olmuş. Merak etme, üniversiteden sonra daha kalıcı bir ortama geçince süper bir ortam hazırlarsın kendine.
-
Robinson
Kurucu Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Efsane olur bu başlık. Yerimizi alalım.
1988 doğumluyum. Ebevenylerim beni uslu görmüş olacak ki ilk setimi bana aldıklarında daha yapabilecek durumda değilmişim (2-3 yaş) Annem defalarca kez bu seti yapıp bozduğumuzu söyler.

Şanslıymışım. Hala eski kataloglara baktığımda bu bir başyapıt olarak görünüyor gözüme. Parçaları çok iyi durumda diyemeyeceğim. En az 100-150 kez bu set yapılıp bozulmuş sonra da başka parçalar ile karıştırılıp ilk MOC'larıma hayat vermişlerdir. (Alttaki beyaz support parçaları da baya hızlı deforme oluyordu zaten)
Sonraki büyük setim ise farklı bir temadandı, Space Police. Ne zaman alındı hatırlamıyorum ama çok fazla ısrar etmiştim bu seti almaları için, hala o çocukluk anlarımı hatırlayabiliyorum. Sıradaki Set 6957.

Bundan sonra Babaannem'in de katkıları ile irili ufaklı birçok City/Pirates/Castle setim oldu ama galiba büyük şeyler hiç almadık bir daha. Hatırlayamıyorum Dark Age öncesi çok karanlık :)
Daha sonra zaten Sabah'ın kampanyası ile tüm setlerden 10'ar tane falan almışımdır. Bir ara da babam denemem için bir Technic almıştı. İsviçre'ye bir gezisinde aldığını hatırlıyorum. 8868'in ta kendisidir bu set. Oldukça büyüktü ve ilk defa Technic seti yapıyordum.

Lise dönemimde tamamen unuttum, Üniversite de LEGO'dan uzak geçiyordu ta ki 2009'da Turklug'u bulana kadar. O zaman günlerce her başlığı okuduğumu ve Türkiye'de benim gibi birçok kişinin varlığından haberdar olmanın sevinciyle tekrardan açtım kutularımı. Karıştırdım, neler var diye bakındım. Hep çocuğumun bu parçalar ile birşeyler yapmasını isterim diyordum, tekrar oturdum ben o parçaların başına. Sonra da bir daha bırakmadan buralara kadar geldik.
Turklug dönemi çok özeldi benim için. Çok fazla emek harcadığımız, "çocuk işi, oyuncak bu" söylemlerine aldırmadan topluluk için koşturduğumuz zamanlar oldu. Nice buluşmalar, nice yarışmalar yaşadık. Daha iyilerini de umarım istanlug ile yaşamaya devam edeceğiz. Çeşitli tatsız iftiralar sonrası önce yönetim yetkilerim elimden alındı, sonra topluluğun bir daha asla eskisi gibi huzurlu olamayacağı anlaşılıp bir gece ansızın kapatıldı.
Sonrası zaten yeniden küllerinden doğan istanlug dönemi. Bakalım gelecek ne gösterecek...

1988 doğumluyum. Ebevenylerim beni uslu görmüş olacak ki ilk setimi bana aldıklarında daha yapabilecek durumda değilmişim (2-3 yaş) Annem defalarca kez bu seti yapıp bozduğumuzu söyler.

Şanslıymışım. Hala eski kataloglara baktığımda bu bir başyapıt olarak görünüyor gözüme. Parçaları çok iyi durumda diyemeyeceğim. En az 100-150 kez bu set yapılıp bozulmuş sonra da başka parçalar ile karıştırılıp ilk MOC'larıma hayat vermişlerdir. (Alttaki beyaz support parçaları da baya hızlı deforme oluyordu zaten)
Sonraki büyük setim ise farklı bir temadandı, Space Police. Ne zaman alındı hatırlamıyorum ama çok fazla ısrar etmiştim bu seti almaları için, hala o çocukluk anlarımı hatırlayabiliyorum. Sıradaki Set 6957.

Bundan sonra Babaannem'in de katkıları ile irili ufaklı birçok City/Pirates/Castle setim oldu ama galiba büyük şeyler hiç almadık bir daha. Hatırlayamıyorum Dark Age öncesi çok karanlık :)
Daha sonra zaten Sabah'ın kampanyası ile tüm setlerden 10'ar tane falan almışımdır. Bir ara da babam denemem için bir Technic almıştı. İsviçre'ye bir gezisinde aldığını hatırlıyorum. 8868'in ta kendisidir bu set. Oldukça büyüktü ve ilk defa Technic seti yapıyordum.

Lise dönemimde tamamen unuttum, Üniversite de LEGO'dan uzak geçiyordu ta ki 2009'da Turklug'u bulana kadar. O zaman günlerce her başlığı okuduğumu ve Türkiye'de benim gibi birçok kişinin varlığından haberdar olmanın sevinciyle tekrardan açtım kutularımı. Karıştırdım, neler var diye bakındım. Hep çocuğumun bu parçalar ile birşeyler yapmasını isterim diyordum, tekrar oturdum ben o parçaların başına. Sonra da bir daha bırakmadan buralara kadar geldik.
Turklug dönemi çok özeldi benim için. Çok fazla emek harcadığımız, "çocuk işi, oyuncak bu" söylemlerine aldırmadan topluluk için koşturduğumuz zamanlar oldu. Nice buluşmalar, nice yarışmalar yaşadık. Daha iyilerini de umarım istanlug ile yaşamaya devam edeceğiz. Çeşitli tatsız iftiralar sonrası önce yönetim yetkilerim elimden alındı, sonra topluluğun bir daha asla eskisi gibi huzurlu olamayacağı anlaşılıp bir gece ansızın kapatıldı.
Sonrası zaten yeniden küllerinden doğan istanlug dönemi. Bakalım gelecek ne gösterecek...

-
Legolord
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Vaaay, çok kral bir başlangıç olmuş seninki de. Yalnız support parçaları Lego mu değil mi diye sorsaydınız Lego değildir derdim. Bu katalogları yüzlerce kez karıştırmışımdır ama sen diyene kadar dikkatimi çekmemişti. Birde birşey diyeceğim ama şimdi Technic'çiler kızacak... Nerde o eski Technic Setler... 

-
Dizman
Üye
Re: Sizi buraya getiren ne?
Legolord yazdı:Birde birşey diyeceğim ama şimdi Technic'çiler kızacak... Nerde o eski Technic Setler...
Eski technic setler, system parçalarının technic haliydi. şimdikiler kendi başına technic.
10 mesaj
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
Kimler çevrimiçi
Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir