Fabuland setleri görüntü olarak Duplo'yu andırıyordu ama her Legoseverin keyif alacağı bir temaydı bence. 3630: Percy Pilot da bir çok diğer Fabuland seti gibi olağanüstü güzel bir setti (Belkide bunu içimdeki kollleksiyoncu ruh söyletiyor). Hem eski tarz uçakları sevdiğim, hemde uçağın pilotu Percy'nin ultra şirin bir karakter olması sayesinde bu seti hiçbir zaman unutmadım.

Sırf Percy'nin uçağı mı, aynı zamanda 3671: Airport da unutulacak gibi bir set değildi. Her Fabuland setinde olduğu gibi, çok şirin bir havalimanı yanı sıra sette bir de benim aşık olduğum bir biplane vardı. Bu set de benim her zaman hatırlayacağım ve zamanında almadığım için pişmanlığımın hiçbir zaman azalmayacağı bir set.

İlk çıkan efsanevi sarı kale setinden sonra 6080: King's Castle gene kendi dalında efsane bir setti. Yıllarca resimlerine bakıp hayaller kurmuştuk. Okçular, askerler ve şövalyelerle doluydu kale. Doğruyu söylemek gerekirse içinde başka da bir detay yoktu. Ama o zamanlar öyleydi, hayallerimizle doldururduk setleri. Tabi eğer bu set sizde yoksa önce varlığını hayal edip sonra içini doldurmanız gerekirdi.

6846: Tri-Star Voyager uzay setlerindeki ufakça uçaklardandı. Ama biraz dikkatli bakınca hiçde diğer basit tasarlanmış setlerden olmadığını görebilirdiniz. Kanat yapısı hoşuma gitmişti en önce. Kademe kademe gibi görünüyordu. Canlı görünce ilk defa farketmiştim arka kanatların açılarak minik bir keşif aracının bu uçaktan çıktığını. Tam bir başyapıt olduğunu düşünmüştüm tasarımın. Bence hala başarılı bir tasarım.

Bu çirkin görünüşlü 6951: Robot Command Center setinin her bir köşesi fonksiyon doluydu. İçinde uçak, araba, roket barındırmasının yanısıra kendisi üzerinde açılmayan veya oynamayan tek bir parça yoktu neredeyse. Oynamak için ideal, tam teşekküllü bir setti. Ah biraz daha şöyle göze hoş gelen bir tasarımı olsaydı ne olurdu sanki?

Efsaneler kolay çıkagelmez. Geldiklerinde de unutulmaları mümkün değildir. Böyle efsanevi setlerden biri de 6971: Inter-Galactic Command Base'dir. Işıl ışıl, kocaman bir setti Inter-Galactic Command Base. Düşünsenize Galaksiler arası komuta merkeziydi bir kere burası. Setteki en önemli yer açılır kapaklar arasından çıkan roketti. Benim için hala muhteşem bir görsel şölendir bu set.

Lego yenilikçilikte hiç vakit kaybetmemiş, nerdeyse tüm Technic serisini yeni bir sistem olan Penumatic olarak çıkartmıştı. 8851: Excavator bu setlerin en gelişmişiydi. Mekanik sistemden havalı sisteme geçmek benim 10 yaşındaki halim için inanılmaz bir hareketti. İlerde daha gelişmiş Pneumatic sistemler görecek olsak da temellerinin bu setler ile atıldığını bilmek bence onları unutulmaz yapmaya yetiyor.

Fikir kitapları güzeldi. Belkide set olarak düşünülen ama satmayacağı korkusuyla rafa kaldırılan tasarımlardı bunlar. Gene de alternatif fikirleri görmek ilham verici olabiliyordu. 8889: Ideas Book benim için önemli bir kaynaktı. Bir ara tüm Technic setlerimi bozmuş ve bu kitaptaki fikirleri kullanmıştım. Özellikle bir tanesini hala yapılı saklarım: Teleferik.

Bu teleferik pil kutusunu da üzerinde taşıdığı için hoşuma giden bir tasarım oldu. Ömrü hayatımda bir kere kurmuştum onu ve çok güzel de çalışıyordu.

Güzel hatıralarım var 84 senesinden Lego ile ilgili. Bir iki seti alabilmiştim buradaki. Maalesef yıllar içersinde parçaları kaybolunca, ne kadar çirkin olsa da, robot üssü yapamadığım için hala üzüntü duyarım. Bazı eski setleri kopyalıyorum parçam olunca. O günleri yaşatan, hatırlatan yeni tasarımlar da yapıyorum. Hiçbir şey orijanilinin yerini alamaz ama en azından beni mutlu etmeye yetiyor.